- Katılım
- 25 Şub 2024
- Konular
- 121
- Mesajlar
- 121
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 6
- Points
- 605
MMO CITY Oyun & Bilgi Paylaşım Platformu.
Birçoğumuzun çocukluk anıları, bazılarımızın ise bitmek bilmeyen sevdası. Döneminin şüphesiz en popüler oyunlarından birisi olan Contra, günümüze uyarlandı ve daha oyuncu dostu mekanikler ile karşımıza çıktı. Contra: Operation Galuga, 1987 yılında ilk defa karşımıza çıkan oyunun yeniden uyarlanışı aslında. Daha modern grafikler, seslendirmeler, hikaye anlatımı ve çeşitli değişiklikler ile bu oyun nasıl olmuş, gelin bir bakalım;
Tabii 1987 yılında henüz dünyaya gelmediğim için Contra serisiyle tanışmam 2005’li yıllara dayanıyordu. Hani şu bildiğiniz ve neredeyse her oyuncunun elinden bir kere geçmiş olan “Micro Genius” döneminde tanışmıştım Contra ile. Aslında hatırladığım kadarıyla cihazın içinde oynanabilir bir Contra yoktu ancak arkadaşımın elindeki cihazda vardı. Hayatımda oynadığım en zor oyun gibi gelmişti o dönemler bana. Hem bitmek bilmeyen düşman akınları hem de yaşımın verdiği kabiliyetsizliğin bir nişanesi olarak yıllar boyunca benim için silik bir yapım olmuştu Contra.
Contra: Operation Galuga İnceleme
Yaş kemale erince tabii seriyi şöyle baştan oynayıp bitirmiştim emülatörler sayesinde. Çok keyif almıştım ve artık Contra serisinin özünü ve oyuncuya vermek istediği o eğlenceli geri bildirimi alabiliyordum. İşte Operation Galuga’da bana bunu hissettiren ve bol aksiyonlu bir Contra oyunu olarak karşıma çıktı. Aslında yazının en başında da değindiğim gibi oyun, 1987 yılında çıkan orijinal Contra’nın yeniden tasarlanmış bir versiyonu. Bir nevi Remake olarak düşünebilirsiniz. İçerisinde daha modern görsellik, iyileştirilmiş seslendirmeler, yeniden tasarlanmış bölüm dizaynları ve çok daha farklı boss savaşları yer alıyor.
Bu kadar değişikliğin arasında özüne sadık kalabilmesi ve 1987 yılında insanları nasıl eğlendirdiyse şimdi de aynı eğlenceyi rahat bir şekilde sunması dolayısıyla sevdim sanırım ben bu oyunu. Aynı zamanda içerisine dinlemesi görece daha keyifli olan ve bazı yerlerde kendinizi kaptıracağınız birtakım hikaye unsurları eklemesi de cabası. Sadece bu senaryoyu sunarken eksik parçalar bırakması can sıkıcı olabiliyor.
Yeni Zelanda açıklarında yer alan Galuga adasına yapılan bir saldırı sonrasında Contra komandoları Bill ve Lance’in hikayesine ortak oluyoruz. Contra denince akla gelen sarışın ve kaslı abimiz Bill’i tekrar görebilmek ve bu sefer onu daha kıyak şakalar yaparken oynayabilmek çok keyif veriyor. Galuga adasının ele geçirildiğini duyan ekibimiz, jet hızıyla (şaka değil) olay yerine varıyor ve buranın altını üstüne getirmiş kötücül askerleri alaşağı etmek için işe koyuluyorlar.
Contra: Operation Galuga İnceleme
Temel hikaye böyle başlasa bile ilerleyen aşamalarda daha da dallanıp budaklanan ve yer yer şaşkınlığa uğratan aşamalara sahip. Ancak Contra gibi bir oyunu sırf hikayesi sebebiyle oynamak yanlışlık olur. Özünde sunduğu aksiyon, zorlayıcı bölümler ve akın akın üstünüze gelen düşmanları ezmenin verdiği tatminkar hissiyatı bir kenara atmak yanlışlık olur. Contra: Operation Galuga, kesinlikle eğlenceli bir oyun dostlar. Aksiyon açısından size istediğinizi vermeyi başarıyor ve aynı zamanda bu yeni sürüm ile birlikte gelen “yeni” silahları deneyimlemenizi de istiyor. Oyun içerisinde basitçe şu şekilde özetleyebileceğim bir silah sistemi yer alıyor; farklı mermiler ateşleyen ve bölümler içerisinde düşürdüğünüz silah çeşitliliği.
Ayrıca Contra: Operation Galuga ile birlikte gelen Co-op oyun modu sayesinde de bu eğlenceli maceraya bir yakınınızla birlikte atılabiliyorsunuz. Yani biriniz Bill, diğeriniz Lance olarak oynayabiliyorsunuz. Peki bitti mi? Elbette hayır. Oyun içerisinde bölümleri geçtikçe ekibinize yeni isimler katılıyor. Bu isimlerin bazıları serinin diğer oyunlarında da yer alan isimler olabiliyor ancak Contra içerisine yeni katılan ve Galuga adasının en çılgın sakini Ariana’yı da oynamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü her karakterin kendine has bir takım özellikleri olabiliyor. Bill ve Lance daha atak bir şekilde ileriye doğru atılabiliyorken, ajan Lucia ise oyuna başladığınız silahın farklı bir çeşidini kullanıyor. Ariana ise daha enerjik bir karakter olarak karşınıza çıkabiliyor.
Bu tarz bir Run-and-gun yapımında mekanik sadeliği bana göre çok önemli. Çünkü zaten kaotik bir atmosfere adım atacakken basit bir oynanışın beni karşılamasını temenni ederim. Contra: Operation Galuga bunu iyi kotarabilen ve oyuncuya hem basit hem de efektif mekanikler sunmayı başarabilen bir yapım olmuş. Toplam 8 bölümlük hikaye içerisinde farklı lokasyonlara gidiyor ve pek tabii farklı düşmanlar ile karşılaşıyoruz. Bu süreçte bitmek bilmeyen aksiyon ve mermi yağmuru ise peşimizi bırakmıyor.
O yüzden mekanik açısından kolay olması ve oyuncuyu delirtmemesi çok önemli bir detaydı. Contra zaten zor bir oyun serisi. En azından bana göre hep öyle olmuştur. Bölümler içerisinde akın akın üstünüze gelen düşmanlardan hasar almadan ilerleyebilmek öyle kolay bir iş değil maalesef. En azından benim gibi casual bir oyuncuysanız, o zaman bir bölümü 2-3 kere tekrar oynamak zorunda kalabilirsiniz. Bazen düşmanlardan gelen mermilerin veya saldırıların sayısını ve sırasını ezberleyemeyince doğal olarak geri dönüşü olmayan hasarlar alabiliyorsunuz.
Contra: Operation Galuga İnceleme
İşte tam burada “perk” sistemi devreye giriyor. Bölüm içerisinde kazandığınız puanları harcayabildiğiniz bu perk mağazası içerisinde size oyun açısından efektif bir anlayış sunan bazı özellikleri satın alabiliyorsunuz. Örneğin başlangıç silahı tercihi, karakterin 1 adet fazla can ile başlaması veya özel yetenek kullanırken hasar almaması gibi özellikleri satın alarak daha kontrolcü bir oyun anlayışı sergilemeniz mümkün. Ayrıca oyun içerisinde yer alan ve özellikle boss savaşlarında hayatınızı kurtaracak “overload” yeteneği sayesinde de savaşlar çok daha eğlenceli bir konuma evriliyor. Bir silahı ne kadar fazla kullanırsanız o kadar fazla enerji biriktiriyor ve bu overload ise kısa ama çok etkili bazı silah yetenekleri sunuyor. Bölümler içerisinde bu yetenekleri kullanmak çoğu zaman hayatınızı kurtaran en önemli unsur olacaktır.
Gerçekten özlemişim. Contra: Operation Galuga gerçekten iyi bir Run-and-gun oyunu. Zaten geliştirici ekibin pek bir değişiklik yapmasına gerek yoktu. Sadece görselliği yenilemeli, daha modern bir oyun sunmalı ve biraz da hikaye katmalıydı. Hepsini yapmışlar. Aksiyon açısından eğlenceli ve bol bir oyun var karşımızda. Bölüm tasarımları bana göre şahane. Oynadığınız bir bölüm diğer bölüme asla benzemiyor. Ayrıca 2D olan görselliği 3D harmanlaması ile birlikte daha efektif kullanmayı başarmışlar. Sadece sağa sola ve yukarı aşağı gitmek yerine bölümler içerisinde gelen farklı aksiyon çeşitliliğinde arkanıza veya önünüze ateş edebildiğiniz zamanlarla çok daha eğlenceli bir sunum ortaya koymuşlar.
Müzikler kesinlikle şahane. En azından Contra serisine yaraşır ses dizaynı yapmışlar diyebiliriz. Tüm bu güzel şeylerin yanında tek eksik kalan şey ise hikaye sunumu bana göre. Aslında bir beklenti olmaması gerekiyor ancak eğlenceli olsa bile bazı eksik parçaların olduğunu hissedebiliyorsunuz. Yine de benim için pek bir sorun teşkil etmiyor. Tek sorun bölümlerdeki kayıt sistemi olabilir sanırım. Şayet öldükten sonra genelde bölümün en başından başlamanız gerektiğini bilmelisiniz. Bazen bölüm ortalarında otomatik kayıt alınıyor ancak tam boss ile savaşırken öldüğünüzde tüm bölüme en baştan başlamak yorucu olabiliyor. Zorluğu da burada ama öyle değil mi zaten?
Contra: Operation Galuga
Birçoğumuzun çocukluk anıları, bazılarımızın ise bitmek bilmeyen sevdası. Döneminin şüphesiz en popüler oyunlarından birisi olan Contra, günümüze uyarlandı ve daha oyuncu dostu mekanikler ile karşımıza çıktı. Contra: Operation Galuga, 1987 yılında ilk defa karşımıza çıkan oyunun yeniden uyarlanışı aslında. Daha modern grafikler, seslendirmeler, hikaye anlatımı ve çeşitli değişiklikler ile bu oyun nasıl olmuş, gelin bir bakalım;
Contra: Operation Galuga seriye yeni bir giriş, eski tadında.
Tabii 1987 yılında henüz dünyaya gelmediğim için Contra serisiyle tanışmam 2005’li yıllara dayanıyordu. Hani şu bildiğiniz ve neredeyse her oyuncunun elinden bir kere geçmiş olan “Micro Genius” döneminde tanışmıştım Contra ile. Aslında hatırladığım kadarıyla cihazın içinde oynanabilir bir Contra yoktu ancak arkadaşımın elindeki cihazda vardı. Hayatımda oynadığım en zor oyun gibi gelmişti o dönemler bana. Hem bitmek bilmeyen düşman akınları hem de yaşımın verdiği kabiliyetsizliğin bir nişanesi olarak yıllar boyunca benim için silik bir yapım olmuştu Contra.
Contra: Operation Galuga İnceleme
Yaş kemale erince tabii seriyi şöyle baştan oynayıp bitirmiştim emülatörler sayesinde. Çok keyif almıştım ve artık Contra serisinin özünü ve oyuncuya vermek istediği o eğlenceli geri bildirimi alabiliyordum. İşte Operation Galuga’da bana bunu hissettiren ve bol aksiyonlu bir Contra oyunu olarak karşıma çıktı. Aslında yazının en başında da değindiğim gibi oyun, 1987 yılında çıkan orijinal Contra’nın yeniden tasarlanmış bir versiyonu. Bir nevi Remake olarak düşünebilirsiniz. İçerisinde daha modern görsellik, iyileştirilmiş seslendirmeler, yeniden tasarlanmış bölüm dizaynları ve çok daha farklı boss savaşları yer alıyor.
Bu kadar değişikliğin arasında özüne sadık kalabilmesi ve 1987 yılında insanları nasıl eğlendirdiyse şimdi de aynı eğlenceyi rahat bir şekilde sunması dolayısıyla sevdim sanırım ben bu oyunu. Aynı zamanda içerisine dinlemesi görece daha keyifli olan ve bazı yerlerde kendinizi kaptıracağınız birtakım hikaye unsurları eklemesi de cabası. Sadece bu senaryoyu sunarken eksik parçalar bırakması can sıkıcı olabiliyor.
Red Falcon iş başında!
Yeni Zelanda açıklarında yer alan Galuga adasına yapılan bir saldırı sonrasında Contra komandoları Bill ve Lance’in hikayesine ortak oluyoruz. Contra denince akla gelen sarışın ve kaslı abimiz Bill’i tekrar görebilmek ve bu sefer onu daha kıyak şakalar yaparken oynayabilmek çok keyif veriyor. Galuga adasının ele geçirildiğini duyan ekibimiz, jet hızıyla (şaka değil) olay yerine varıyor ve buranın altını üstüne getirmiş kötücül askerleri alaşağı etmek için işe koyuluyorlar.
Contra: Operation Galuga İnceleme
Temel hikaye böyle başlasa bile ilerleyen aşamalarda daha da dallanıp budaklanan ve yer yer şaşkınlığa uğratan aşamalara sahip. Ancak Contra gibi bir oyunu sırf hikayesi sebebiyle oynamak yanlışlık olur. Özünde sunduğu aksiyon, zorlayıcı bölümler ve akın akın üstünüze gelen düşmanları ezmenin verdiği tatminkar hissiyatı bir kenara atmak yanlışlık olur. Contra: Operation Galuga, kesinlikle eğlenceli bir oyun dostlar. Aksiyon açısından size istediğinizi vermeyi başarıyor ve aynı zamanda bu yeni sürüm ile birlikte gelen “yeni” silahları deneyimlemenizi de istiyor. Oyun içerisinde basitçe şu şekilde özetleyebileceğim bir silah sistemi yer alıyor; farklı mermiler ateşleyen ve bölümler içerisinde düşürdüğünüz silah çeşitliliği.
Ayrıca Contra: Operation Galuga ile birlikte gelen Co-op oyun modu sayesinde de bu eğlenceli maceraya bir yakınınızla birlikte atılabiliyorsunuz. Yani biriniz Bill, diğeriniz Lance olarak oynayabiliyorsunuz. Peki bitti mi? Elbette hayır. Oyun içerisinde bölümleri geçtikçe ekibinize yeni isimler katılıyor. Bu isimlerin bazıları serinin diğer oyunlarında da yer alan isimler olabiliyor ancak Contra içerisine yeni katılan ve Galuga adasının en çılgın sakini Ariana’yı da oynamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü her karakterin kendine has bir takım özellikleri olabiliyor. Bill ve Lance daha atak bir şekilde ileriye doğru atılabiliyorken, ajan Lucia ise oyuna başladığınız silahın farklı bir çeşidini kullanıyor. Ariana ise daha enerjik bir karakter olarak karşınıza çıkabiliyor.
Aksiyon 10 numara, peki ya mekanikler?
Bu tarz bir Run-and-gun yapımında mekanik sadeliği bana göre çok önemli. Çünkü zaten kaotik bir atmosfere adım atacakken basit bir oynanışın beni karşılamasını temenni ederim. Contra: Operation Galuga bunu iyi kotarabilen ve oyuncuya hem basit hem de efektif mekanikler sunmayı başarabilen bir yapım olmuş. Toplam 8 bölümlük hikaye içerisinde farklı lokasyonlara gidiyor ve pek tabii farklı düşmanlar ile karşılaşıyoruz. Bu süreçte bitmek bilmeyen aksiyon ve mermi yağmuru ise peşimizi bırakmıyor.
O yüzden mekanik açısından kolay olması ve oyuncuyu delirtmemesi çok önemli bir detaydı. Contra zaten zor bir oyun serisi. En azından bana göre hep öyle olmuştur. Bölümler içerisinde akın akın üstünüze gelen düşmanlardan hasar almadan ilerleyebilmek öyle kolay bir iş değil maalesef. En azından benim gibi casual bir oyuncuysanız, o zaman bir bölümü 2-3 kere tekrar oynamak zorunda kalabilirsiniz. Bazen düşmanlardan gelen mermilerin veya saldırıların sayısını ve sırasını ezberleyemeyince doğal olarak geri dönüşü olmayan hasarlar alabiliyorsunuz.
Contra: Operation Galuga İnceleme
İşte tam burada “perk” sistemi devreye giriyor. Bölüm içerisinde kazandığınız puanları harcayabildiğiniz bu perk mağazası içerisinde size oyun açısından efektif bir anlayış sunan bazı özellikleri satın alabiliyorsunuz. Örneğin başlangıç silahı tercihi, karakterin 1 adet fazla can ile başlaması veya özel yetenek kullanırken hasar almaması gibi özellikleri satın alarak daha kontrolcü bir oyun anlayışı sergilemeniz mümkün. Ayrıca oyun içerisinde yer alan ve özellikle boss savaşlarında hayatınızı kurtaracak “overload” yeteneği sayesinde de savaşlar çok daha eğlenceli bir konuma evriliyor. Bir silahı ne kadar fazla kullanırsanız o kadar fazla enerji biriktiriyor ve bu overload ise kısa ama çok etkili bazı silah yetenekleri sunuyor. Bölümler içerisinde bu yetenekleri kullanmak çoğu zaman hayatınızı kurtaran en önemli unsur olacaktır.
Seni özlemişim Contra!
Gerçekten özlemişim. Contra: Operation Galuga gerçekten iyi bir Run-and-gun oyunu. Zaten geliştirici ekibin pek bir değişiklik yapmasına gerek yoktu. Sadece görselliği yenilemeli, daha modern bir oyun sunmalı ve biraz da hikaye katmalıydı. Hepsini yapmışlar. Aksiyon açısından eğlenceli ve bol bir oyun var karşımızda. Bölüm tasarımları bana göre şahane. Oynadığınız bir bölüm diğer bölüme asla benzemiyor. Ayrıca 2D olan görselliği 3D harmanlaması ile birlikte daha efektif kullanmayı başarmışlar. Sadece sağa sola ve yukarı aşağı gitmek yerine bölümler içerisinde gelen farklı aksiyon çeşitliliğinde arkanıza veya önünüze ateş edebildiğiniz zamanlarla çok daha eğlenceli bir sunum ortaya koymuşlar.
Müzikler kesinlikle şahane. En azından Contra serisine yaraşır ses dizaynı yapmışlar diyebiliriz. Tüm bu güzel şeylerin yanında tek eksik kalan şey ise hikaye sunumu bana göre. Aslında bir beklenti olmaması gerekiyor ancak eğlenceli olsa bile bazı eksik parçaların olduğunu hissedebiliyorsunuz. Yine de benim için pek bir sorun teşkil etmiyor. Tek sorun bölümlerdeki kayıt sistemi olabilir sanırım. Şayet öldükten sonra genelde bölümün en başından başlamanız gerektiğini bilmelisiniz. Bazen bölüm ortalarında otomatik kayıt alınıyor ancak tam boss ile savaşırken öldüğünüzde tüm bölüme en baştan başlamak yorucu olabiliyor. Zorluğu da burada ama öyle değil mi zaten?
Contra: Operation Galuga